Gezegenler soruma cevap vermedi, yıldızlar da cevabımı görmedi. O hayale tutunmak için derinliklerden vazgeçtim, sıkıca, bir ahtapot misali tutunmak için. İçimdeki bu savaşı peşinatsız, kefilsiz kabul ediyorum. Ben bir göçmen, savaşçı, öğrenci, işçi ve iş sahibiyim. Zirveye ulaşmak için hayalimi inşa ettim, fakat o da çöktü ve acım katlandı, o imkansız hayale olan yolum uzadı.

Ruhum asla beni yarı yolda bırakmadı, çünkü korkulması gereken şeyden asla korkmadı. İmkansızlık imkansızdır ve sınırlamalar hayatta gerçekten vardır. Tıpkı imzalanmış çeklerin sınırlamaları olduğu gibi. Sözler ve sınırlar belirlenir, gelenler ve gidenler hesaplanır.

Ben buradayım, belki adımı duydunuz, belki de duymadınız. Var oluşuma onay verip vermediğinizi bilmiyorum. Önemli değil. Ben bir yaban arısı, yaralı bir kartalım. Sonuçta, zaman ve zorluklar mutlaka geçecektir. Zayıflığım ise; iyiliğim ve naifliğimdir, bu yüzden onları da toprağa gömdüm. Zayıflığım da o hislerimle beraber toprağın altında.

Göç konusuna gelecek olursak, göç bir fahişedir, bir trajedidir. Onu gerçekten aldatmadım, ona bir zarar vermedim ama, bir tanecik tokat attım. İçimdeki enerji hâlâ hayatta, ölmedi. Enerji kadar acı da hâlâ var, her zaman dinlememi zorlarcasına… Bütün kabuslarım, aklımın içindeki korkularım, birer mayındır adeta. Evet, onlar o ünlü video oyunlarında duyduğumuz karmaşık sesler gibidir.

Biliyorum ki hikayem karmaşık, sanki sonsuz boyutlarda kaybolmuş gibi. Hikayemi, eski efsaneleri taşıyan kitaplarda bulabilirsiniz. Hayatım, hiçbir neden veya açıklamaya gerek duymadan, ters düz bir haldedir. Yaşadığım her an hesaplıdır fakat zamanım hızla ve durmadan daralır. Yolculuğumun haritası çizileli çok oldu, o haritada benim yürümem gerektiği yazıyor… Ve etrafımdaki insanlar satış yapmayı biliyor, ama henüz satın almayı öğrenemediler. Aslında onlardan hiçbiri bu onura sahip olarak yetişmemiştir. Herkes, iyi niyet bekler ama aslında durum böyle de değildir. İyi niyet bekleyen kişi, bekleye bekleye, yavaş yavaş kendini yok edecektir. Bırakın, kişi yaptığı kötülükleri bu şekilde ödesin! Bu durum bizim suçumuz değil, çünkü o kişi kendine zaten yeteri kadar zulmetmiştir, biz ona zulmetmedik. Belki çok dindar değiliz, ama en nihayetinde hepimiz Allah’tan korkarız.

Biliyor musunuz, o hiç sevmediğim mahalleyi unutamıyorum. Hâlâ kafamın bir köşesindeler, ne hatıralar ne hatıralar! Bir çok konuda hata yapmaktan o kadar kaçındım ki… Ama her seferinde o hataların arasında sıkıştım. O insanlar da orada sıkıştı kaldı, yeni gelenler de yapamadı. Ama diğerleri, eski olanlar, orada tutunmayı başardı.

İyilik hâlâ var diyorlar, ama bu iyilik, onursuz bir ilkeye dayalı bir iyiliktir. Tüm insanlar aynıdır, ve tüm insanlar ihanet eder. Başlarda başımda bir ağrı vardı ama buna alıştım. Karakterim, o aldatmanın ardından kesinlikle daha güçlü bir şekilde oturdu. Sanki artık savunmada olan ben değilmişim de, hücuma geçecek olanmışım gibi hissettim.

Mağdur rolü oynamaya da çalıştım, ama gerçekten işe yaramadı. Nasıl oldu bilmiyorum, ama mağduriyet hissi o insanlar için işe yarıyor, benim için değil. Bunu anlıyorum. Bunu anladığım için, bir okyanus dolusu kelimeyle, o yaraları iyileştirmeye çalışıyorum, iyileşene kadar da çalışacağım. Belki de ben gerçek bir cerrahım, çünkü (başka) kalp yaralarını da iyileştirebiliyorum.

O olaylar ve dönemler saçımı beyazlattı. Sen hala buradasın, fakat saatler ve saniyeler hakkında neyin farkındasın ki? Maalesef ben hala o anılarda, o zamanda yaşıyorum, çünkü zorundayım. Bu sorulara da bir cevap bulma şansım hiç olmamıştı. Bu dünyada, sizlerle beraber yaşıyorum, çıkarcı insanlar, paraya tapanlar, kararmış kalplerinde zehiri taşıyanlar… Belki bir gün öldürülürüm. Ancak gölgem uzundur. Dağları ortadan ikiye yaracak olan da benim denizleri ikiye bölecek olan da. Ya da ebabil kuşlarından biriyimdir. Ve ben ne olursa olsun intikamımı alacağım, ne kadar uzun sürerse sürsün, ne kadar fazla kanarsa aksın…

Bu hayatta hiçbir müttefik yok, o yüzden sen sen ol sırlarını kime söylediğine dikkat et. Herkes seni aldatabilir, herkes seni kandırabilir. Gücün azalabilir, zamanla yemek yiyemez hale gelirsin. Bu zaman geldiğinde, o bankalarda bu durumu değiştirilebilecek bir para da yoktur. O paranın da değeri o gün kalmaz.

Hayalim için çok uğraştım ve çok zorlandım. Yolculuk hiç de kolay değildi. Bütün geceleri uykusuz geçirdim ve gerçekten dostluk değerini bilen arkadaşlarla beraber işlerin farkına vardım. Fakat yine de, gezegenler soruma cevap vermedi, o yıldızlar da cevabımı görmedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir