Ya şimdi buraya yazıyorum ”dertler” diye de aslında bakmayın, dert falan değil bunlar. Bu ”dertler” dediğim şeyler artık bizim kötü yanımızı oluşturan bir kültür olmuş. Memleketimiz Cumhuriyet çatısında birleştiğinden beridir aynı dertlerden bahsediyoruz. Fakirlik, garibanlık, yolsuzluk, köylü-şehirli çatışması, şiddet, cehalet… Tabi ki bu sorunlar asırlardır imkansızlıkla boğuşmuş bir coğrafya için doğaldı. Bu zorlukları aşmak, ülkemizi medeni bir seviyeye yükseltmek için yıllarca mücadele ettik. Üniversitelerimiz aydınlarımız, askerlerimiz, yazarlarımız halkımıza; bizlere sürekli bir şeyler anlatmaya çalıştılar. Onlar bunları yapmaya çalışırken bile biz bazı şeyleri hala aşamadık. Kendi içimizde -örneğin- ”Nazım Hikmet bir kere solcu!” ya da ”Nihal Atsız zaten faşist bir sağcı!” diyerek onları yine bir tarafa iteleriz. Ne yazık ki sevabıyla günahıyla kimse kabul görmemiştir memleketimizin güzide topraklarında. Bazılarını gömmüş, bazılarını övmüş, bazılarını ise hiç dinlememişizdir.
Bu kadar karmaşa ve hengamenin içinde halkımız geçinmek için mücadele etmiştir sadece. Kendi fikrimdir ki, memleketimizde bir zamanlar insanların hali vakti daha yerindeyken de bu var olan dertlerin hiçbirinden kimse bahsetmez. Türkiye’nin belki de en ”yaşanılabilir” yılları olarak görülen 2008-2013 yılları arasını pek çok kişi güzel hatırlar. Pek çok kişi çocukluğunun, gençliğinin, üniversite yıllarının ne kadar canlı ve eğlenceli geçtiğinden bahseder. Çünkü o zamanlar ülkemizde hayat daha ucuzdur, kültür ve sanat alanındaki çalışmalar halkımıza -demek ki- dertlerini unutturmuştur ki altın çağlarını yaşamaktadır.
Bundan 8 sene önce ”Ülkemizin en büyük sorunu nedir?” sorusuna %56 oranında terör denmiştir. Sonrasında 39% ile işsizlik, %25 ile eğitim onları takip etmiştir. Zamanına göre makul bir orana bölünmüş olan ”problemler”, 2024 senesinin Şubat ayında yapılan İpsos Anketinde çok daha farklı bir tablo serer göz önüne:
2022 – 2024 arasında (Şubat 2023 hariç) aynı soruya %85-89 arası ”Ekonomi” cevabı çıkmıştır. Aslında şaşılacak bir şey yoktur, problem zaten senelerdir gözler önündedir. Ama 100 senedir hiçbir konuda hiçbir şekilde uzlaşamayan bir milletin orta paydada bir araya gelmesi bence şaşılacak şeydir.
Bu kadar şeyi neden anlattım peki? Orta Direk Şaban filminden dolayı tabi ki!

Şaban, bir fabrikada işçi olarak çalışan, saf ve iyi niyetli bir adamdır. Aşık olduğu Bahar, varlıklı ve başarılı bir atlet olan Erkan’a hayranlık duymaktadır. Zaten spora çok ilgili olan Şaban, Bahar’ı kazanabilmek için gerçek bir sporcu olmaya karar verir. Filmimiz boyunca Şaban, imkansızlıklarla ve garibanlık ile mücadele eder, absürt ve komik olayların içinde bulur kendini. Sonunda azmi ve şansı sayesinde çeşitli spor müsabakalarında başarılı olur ve Bahar’ın ilgisini sonunda kazanır. Ancak Bahar’ın onun içtenliğine değil, başarılarına hayran olduğunu fark eder. Filmin sonunda Şaban, kendi değerlerini koruyarak yoluna devam eder.
Filmde ”Orta Direk Şaban” aslında zamanen Türkiye’deki orta sınıfı temsil ettiği zaten bilinir. Fakir ve çalışkan insanlarımızın zamlar, enflasyon, yolsuzluklar karşısında zengin bürokrat ve burjuva sınıfına nasıl yenildiği, filmin başındaki Şaban’ın kahvaltı sahnelerinde çok güzel bir şekilde özetlenir. Spor sevdalısı olan Şaban’ın aynı zamanda ün ve paraya da ihtiyacı olduğunu görür. Bahar ile Şaban’ın arasındaki ilişki de manidardır, başarı faktörünün kadın erkek ilişkilerine nasıl yansıdığı da izleyiciye aktarılır. Toplumuzda statü, başarı, para, karizma gibi olayların nasıl insan hayatına, hatta yıllar boyunca kültürümüzün içine nasıl içten içe işlediğini de çok güzel bir şekilde anlatır.
1984 yapımı olan filmin üzerinden neredeyse yarım asır geçmesine rağmen günümüze bu denli hitap etmesi bence filmin başarısı değil, değişmeyen sorunların ispatıdır. Çocukken çok gülerdim Şaban filmlerine, çok mu komikti? Bilemiyorum. Mantık hataları ile de başımızı ağrıtmaya yeten filmin ana fikri bence toplumuzu anlamak için yeterlidir diye düşünüyorum.
Önce kendi geldiğin toprağın rengini öğren, sonra diğer toprakların üstünde açan çiçekleri kovalarsın
Ben.