”İnternet kendini boş ve insanlardan yoksun hissettiriyor. Artık orijinallik ve özgünlük açısından da bitmiş durumda. 2007’nin (ve ötesinin) interneti ile karşılaştırıldığında, bugünün interneti tamamen kısır. …Gidecek hiçbir yer; yapacak, görecek, okuyacak veya deneyimleyecek yeni hiç ama hiçbir şey yok. Evet, internet devasa görünebilir, ancak içinde gerçeklik namına bir şey olmayan bir sıcak hava balonu gibidir. Bunların bir kısmı kesinlikle şirketlerin ve devlet kurumlarının hatasıdır…”
Teorinin Kökeni: Kim Ortaya Attı?
Ölü İnternet Teorisi, 4chan ve Reddit gibi platformlarda 2016-2019 yılları arasında popülerleşen bir iddiadır. İlk olarak anonim kullanıcılar tarafından ortaya atıldığı düşünülen teori zamanla internete zamanla yayıldı. Teori, internetin büyük bir kısmının artık gerçek insanlar tarafından değil, yapay zeka ve botlar tarafından kontrol edildiğini öne sürmektedir. Bu teoriye göre, sosyal medya platformlarında, haber sitelerinde ve forumlarda gördüğümüz içeriklerin çoğu, tamamen algoritmalar ve otomatik sistemler tarafından oluşturulmaktadır. Ve YILLAR BOYUNCA tüm insanlık internette orijinal ya da ilgi çekici olarak düşündüğü tüm yazılar, içerikler, videoların %90’ı tamamen direkt ya da dolaylı yoldan önümüze çıkan, botların ve yapay zekanın bir ürününden ibarettir.
Yazının ilk paragrafında gördüğünüz kesit ise Ölü İnternet Teorisini ilk olarak, düzenli bir şekilde bu sitede yayınlayan ”IllimunatiPirate” isimli kullanıcıya ait. Yazarımız manifestosunun devamında şunları söylüyor:
Yıllar boyunca aynı konuları, aynı resimleri ve aynı cevapları tekrar tekrar gördüm ve ben bunları sıradan olarak görmeye başladım. Basitçe söylemek gerekirse, konu A diyelim ki 2015’te açıldı ve /co/ veya /a/’da (/x/ 4chan’da insanların fikirlerin paylaşıldığı topluluklar) kendi payına düşen cevapları veya resimleri aldı. Sonra aynı metin, resimler ve cevaplarla aynı konu 2016’da ve sonrasında da belirdi. Bu genellikle aynı yıl içinde birden fazla kez olur. Elbette /pol/’daki insanlar botlar tarafından ölümüne kandırılıyor ve saçma, tekrar eden içerikler bombardımanına maruz kalıyor. Bunu kim yapıyor ve neden? Bunun gibi şeyler ortalama bir gönderici tarafından fark edilmeyecektir belki, ama ben ve diğer eski kafalılar kaçınılmaz olarak fark ediyoruz.
Yazarın bu paragrafını düşünsenize biraz. Mesela ben düşündüğümde aklıma o zamanlar içimde internete olan içten merak duygusu geliyor. Belki çocukluktan, belki de meraktandır bilmiyorum, fakat abim gibi bir Facebook hesabımın olmasını, Metin2 lonca sayfalarında ya da Minecraft fan topluluklarında takılmayı, MSN’den insanlar ile konuşmayı, ya da bir şeyler yazmayı hayal ederdim. Youtube’da (ortalama bir Türk gencinin bileceği) Lehamam, Enes Batur, Burak Oyunda, OHA Diyorum gibi kanalların yaptığı videolar da çok ilginç gelirdi. Hatta ilginçlikten de öte, büyüleyici diyebilirim. Eski toprak daha iyi bilir, incisözlük ya da ekşisözlük’de insanlar bir araya gelir ve pek çok konuda tartışırlardı. Donanımhaber, Forumtr, Facebook’da AOG gibi topluluklarda insanlar sorularını sorar ve birbirlerine yardım ederdi. O meşhur Windows XP’nin duvar kağıdı gibi, yeşil, keşfedilmeye hazır, heves uyandıran bir yerdi internet.
Peki ne oldu? Ne oldu da internet artık bizim kafamızı dağıtmamız için uğradığımız, özgürce kendimizi ifade edebildiğimiz, fotoğraflar paylaştığımız, arkadaşlarımız ile konuşup oyunlar oynadığımız bir yer olmaktan çıktı ve böyle donuk, gereksiz, her haberinde bizi geren, her reklam görüşümüzde çıldırtan, boğdukça boğan, ne olduğu belirsiz, sanki milyonlarca şirketin ya da kişinin size bir şey satıp göstermeye çalıştığı bir yer haline geldi?

Çok uzak değil, sadece bir hafta önce Instagram’da tüm keşfetteki reels’lar şiddet, alıkoyma, cinayete teşebbüs gibi pek çok video ile doldu. Instagram kullanıcıları önce hatanın kendi hesaplarında olduğunu düşündü ama daha sonra tüm herkesin karşısına çıkan videolar olduğu anlaşıldı. Meta ondan sonra yaşanan ”hata”nın çözüldüğünü söyledi. Bazı kaynaklar, aynı hatanın tam iki sene önce, 26 Şubat 2023 tarihinde de yaşandığını iddia etmiş. Yaşanan bu olayı da buradan okuyabilirsiniz.
Düşünün ki senelerdir birilerinin kurdukları botlar, AI yazılımlar, algoritmalar ile hepimizin karşısına bir şeyler çıkarıyorlar. Test edenleriniz illa vardır, arkadaşlarınız ile bir konuyu konuşmuşsunuzdur ve hemen ardından Instagram size konuştuğunuz konu ile alakalı videolar karşınıza çıkarır. Önce biraz şaşır, ”Bizi dinliyorlar” diye şakası yapılır, biraz ürkütür ve sonra konu kapanır.
Her ne olursa olsun, bu teori artık ne bir kurgu ne de bir gerçek. Şundan eminim ki, internette gördüğümüz bazı şeyler, birileri tarafından bizlere bir şey pazarlamak, empoze etmek ya da zamanınızı milyonlarca diğer kullanıcıda yaptıkları gibi bir istatistik parçasına dönüştürmek. Ondan dolayı bu dünyadaki kısıtlı sürenizi bu sosyal mecralarda harcamak, beğeni toplamak, kaydırarak harcamak yerine gerçek bir şeyler yapın. Sizi, siz olduğunuz için seven insanlar ile tanışın. Kendinizi ifade ettiğiniz için sizinle gurur duyacak insanlar ile beraber olun. Yalnız kaldığınızda da içinizi ”bugünü de boş geçirdik” hissi yerine daha gerçek ve eski duygular kaplasın. Aşk, sevgi, hasret, heyecan, ilgi, merak gibi…
İnternette gördüğünüz her şeye inanmayın. Sevgilerle… 🙂